Halk arasında 'ağız kokusu' olarak bilinen nefes kokusu, yetişkinlerin bir çoğunda ömürlerinin bir bölümünde ya da sürekli olarak görülüyor.
Ağız kokmasının çocukluktan başlayan bir rahatsızlık olmadığını belirten uzmanlar, ağız kokusunun, kişinin sosyolojik ve psikolojik hayatlarını olumsuz etkilediğini söylüyor. Özellikle ergen yaşlarda nefes kokmasıyla birlikte ses kısıklığı, yutma güçlüğü, kulağa vuran ağrı, ağızdan kan gelmesi ve boyunda sislik şikayetlerinin biri veya birkaçının birlikte ortaya çıkması halinde 'tümör' ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Bu sorunun altında önemli hastalıklar olabilecegine dikkat çeken uzmanlar; "Ağız kokusu şikayeti olan hastaların mutlaka kulak burun bogaz muayenesinden geçmesi gerekir. Çünkü şikayetin nedeni çoğunlukla bu bölgelerden kaynaklanmaktadır" uyarısında bulunuyor.
Uzm. Dr. Mustafa Yalçın, sinüzitin yüz kemiklerinin içindeki boşluklarda bulunan müzmin iltihap olduğunu, sarı-yeşil ve kıvamlı bir tür akıntının genize akmasına yol açtığını kaydetti. Bu geniz akıntısının iltihaplı oluşu hastanın nefesine hoş olmayan bir koku verdiğini anlatan Dr. Yalçın; "Öncelikle medikal yolla tedavi ediliyor. İlaçlar yoluyla bu iltihap giderilmeye çalışılıyor.
İlerlemiş sinüzit vakalarında ise akıntılı ilaçla tedavi olmadığı için endoskopik sinüs cerrahisine basvuruluyor. Ağız bölgesinde müzmin bademcik iltihapları 'mağma' denilen katı kıvamlı bademcik döküntüsüne yol açarak hastalarda ağız kokusu şeklinde kendini gösteriyor. Bademciklerin alınarak ya da 'coblator' denilen radyofrekans aleti ile buharlaştırlatarak sorun gideriliyor. Diş ve dişeti hastalıkları da ağız kokusuna yol açabiliyor." dedi.
Sorun, hekimler tarafından tespit edildikten sonra hasta konunun uzmanı olan diş hekimlerine yönlendirildiğini aktaran Yalçın, şöyle devam etti: "Mide ve bağırsak sistemi hastalıkları da ağız kokusu sorununa yol açabiliyor. Bu noktada 'reflü' adı verilen hastalığa dikkat çekmek gerekiyor. Bu hastalık midedeki asit içeriğinin özellikle geceleri yemek borusundan yukarıya hareketle mideden kaçak yapıp boğazın arka duvarını, ses tellerinin giriş yerini ve gırtlağı tahriş ediyor."
Uz. Dr. Mustafa Yalçın, bazı hallerde dil kökündeki mantar enfeksiyonlarının da ağız kokusuna neden olduğunu hatırlattı. Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Muayene sırasında özellikle esnek fiberoptik laringoskopla yapılan muayenede- dil kökü, yemek borusunun girişi, gırtlak ve ses telleri gözlemlenerek hasta ilgili birimlere yönlendiriliyor. Ağız kokusu sadece bazı basit hastalıklar nedeniyle oluşmuyor. Erişkin hastalarda gözlemlenen ve daha ciddi boyutlu durumlar söz konusu. Ağız, boğaz ve alt solunum yolları bölgelerinde tümöre bağlı bir nefes kokması probleminin başgöstermesi de mümkün."
Özellikle ergen yaşlarda nefes kokmasıyla birlikte ses kısıklığı, yutma güçlüğü, kulağa vuran ağrı, ağızdan kan gelmesi ve boyunda sislik şikayetlerinin biri veya birkaçının birlikte ortaya çıkması halinde 'tümör' ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizen Dr. Yalçın, bu kişilerin boğaz muayenesinden geçmesi gerektiğini söyledi.